istikbal — is., li, Ar. istiḳbāl 1) Gelecek Bütün hayatımı, bütün istikbalimi şartsız, kayıtsız bir erkeğin keyfine feda edemem. Ö. Seyfettin 2) esk. Karşılama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istikbal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istikbâl — (A.) [ لﺎﺒﻘﺘﺱا ] 1. karşılama. 2. gelecek. 3. kıbleye dönme. ♦ istikbal etmek karşılamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
istikbal etmek — karşılamak Vuslat, sofada misafirleri istikbal etti. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİKBAL — Ati, gelecek zaman. * Karşılayış, gelen bir kimseyi karşılamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİKBAL-BÎN — f. Geleceği bilen ve gören … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİKBAL-İ KIBLE — Kıbleye, Kâbe istikametine yönelmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BERÂY-I İSTİKBÂL — Karşılamak için … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ENDİŞE-İ İSTİKBAL — Gelecek zamanı düşünmekten gelen merak, üzüntü, keder. Geleceği düşünmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
METALİB-İ İSTİKBAL — İstikbale aid istekler. Gelecek için olan arzu ve talebler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SAÂDET-SARAY-I İSTİKBAL — İstikbalin saâdetli sarayı SAÂDET SARAY I MEDENİYET Hakikî ve İslâmî bir medeniyet vasıtasıyla olan bir hayat saâdeti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÇEŞM-İ İSTİKBÂL-BİNÎ — Gelecek zamanı, istikbâli gören göz. Kuvve i kudsiye ve ferâset ve basiretle ileriyi bilen nazar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük